![]() |
Doç. Dr. Öznur Bilaç |
Çocuk ve Ergende OKB ve Otistik Özellikler, Örtüşen Belirtiler, Tedavi Yaklaşımları Çocuk ve ergenlerde obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) ile otizm spektrum bozukluğu (OSB) arasında klinik düzeyde önemli örtüşmeler olduğu bilinmektedir. Bu örtüşmeler, tanı koyma sürecinde ayırıcı tanının dikkatle yapılmasını gerektirir. Özellikle belirtilerin doğası, işlevi çocuğun gelişimsel dönemi göz önünde bulundurularak kapsamlı bir değerlendirme yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Her iki bozuklukta da örtüşen belirtiler olarak; tekrarlayıcı davranışlar, ritüeller ve sınırlı ilgi alanları sık görülür. OKB'de bu davranışlar genellikle anksiyete düzeyini düşürmeye yönelik, egodistonik ve zorlayıcı nitelikteyken; OSB’de görülen tekrarlayıcı davranışlar çoğunlukla egosintonik, kendiliğinden ve doyum sağlayıcı özellikler taşır. Örneğin, OKB’li bir çocuk sürekli ellerini yıkama davranışını mikroplardan korunmak amacıyla yaparken, OSB’li bir çocuk bu davranışı sensöriyel uyarım ya da rutin ihtiyacından dolayı sürdürebilir. Bu bağlamda, davranışın amacı, çocuk tarafından nasıl algılandığı ve davranışa eşlik eden duygusal süreçlerin değerlendirilmesi, ayırıcı tanıda kilit rol oynar. Ayrıca içgörü düzeyi, OKB ve OSB ayrımında önemli bir parametredir. OKB'li çocuklar genellikle düşüncelerinin mantıksız olduğunu kabul edebilirken (ya da en azından bu düşüncelerle rahatsızlık duyabilirken), OSB’li çocuklarda benzer davranışlar çoğu zaman sorgulanmaksızın doğal bir rutin parçası olarak algılanır. Bu durum tedaviye motivasyonu ve müdahale yanıtını da doğrudan etkiler. Klinik pratikte özellikle yüksek işlevli OSB’li bireylerde OKB benzeri semptomlar sıklıkla gözlenmektedir. Bu bireylerde ayrıntıya aşırı odaklanma, mükemmeliyetçilik ve değişime karşı direnç, OKB semptomatolojisiyle karıştırılabilir. Ancak bu semptomların sosyal iletişimdeki sınırlılıklar, zayıf esneklik ve duyusal hassasiyetlerle birlikte değerlendirilmesi gerekir.Tedavi yaklaşımlarında da bu iki bozukluk arasındaki örtüşmeler göz önünde bulundurulmalıdır. OKB ve OSB arasındaki klinik örtüşme, tanı ve tedavi süreçlerinde zorluklara neden olmakla birlikte, detaylı gelişimsel öykü, davranışların işlevsel analizi ve bireyselleştirilmiş tedavi planları bu zorlukların üstesinden gelinmesini sağlar. Klinik değerlendirmede multidisipliner yaklaşım ve aile iş birliği büyük önem taşır. Doç. Dr. Öznur Bilaç Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden 2006 yılında mezun olmuş ve uzmanlık eğitimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında tamamlayarak 2012 yılında Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı olmuştur. Eylül 2012'de zorunlu hizmetini yapmak üzere Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne atanmıştır. Yaklaşık 8 yıl, 11 ile hizmet veren, bölgenin en yoğun, psikiyatrik sorunlarla başvuran çocuk ve ergen hastalara ve ailelerine poliklinik ve yataklı servis hizmeti veren Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak çalışmıştır. Daha sonra, 2020 yılında Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nda Dr. Öğretim Üyesi olarak çalışmaya başlamış ve halen görevine devam etmektedir. Eylül 2021 tarihinde "Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi'' alanında Doçentlik ünvanı almıştır. EABCT onaylı Bilişsel Davranışçı Terapist, oyun terapisti ve akredite Triple-p (0-12 yaş olumlu anne babalık programı) uygulayıcısıdır. Özel mesleki ilgi alanları nörogelişimsel bozukluklar, oyun terapisi, resim analizi, bilişsel davranışçı terapi, kabul ve kararlılık terapisi ve mindfulness yaklaşımlarıdır. |